31 Mayıs 2011 Salı

GÖZYAŞI....

Gözyaşı üretiminde işletilen mu’cize bir sistem!
    Gözden çıkıp yanaklardan aşağı süzülen sıvı, sadece bir su damlası değildir. Gözyaşı üretim sistemi; lipid (yağ) tabaka, aköz (sıvı) tabaka ve müsin olmak üzere üç tabakadan yapılmıştır. Gözyaşının tam olarak vazifesini yapabilmesi için bu tabakaların her birine ehemmiyetli vazifeler yüklenmiştir. Bu tabakaların herhangi birinde meydana gelebilecek bir eksiklik kornea (gözün saydam tabakasında) ve konjonktiva (dışardan gözü saran zar yapısı) tabakasında gözün kaybedilmesi dahil çeşitli seviyelerde rahatsızlıklara yol açabilir.

    Göz kapağının kenarına yerleştirilmiş olan Meibomius ve Zeis bezlerinden salgılatılan 0,1 mikron kalınlığındaki lipid tabakası, sistemin en dış kısmında yer alır. Gözyaşı damlasının yüzey geriliminin düşük olması, lipid tabaka vasıtasıyla sağlanır; ayrıca lipid tabakası gözyaşının gözün bütün yüzeyine ince bir film gibi yayılmasına vesile olur. Böylece gözyaşının göz kenarlarında aşırı miktarlarda birikmesi engellenir. En önemlisi de lipid tabaka vasıtasıyla meydana getirilen düzgün satıh net görmeye katkıda bulunur. İnce bir film şeklinde yaratılan lipid tabakası, bir diğer fonksiyonu olarak gözyaşının buharlaşmasının geciktirilmesinde de rol oynar. Lipid tabakasının yetersiz olması durumunda ise, yüzey gerilimi artar ve gözyaşının göze düzgün ve eşit dağılımında problemler görülür ve bu da görme kalitesinde azalmaya yol açar. Ayrıca gözyaşı çok çabuk buharlaşması neticesi, gözün çabuk kurumasına sebep olur.Gözün üst dış tarafında yer alan gözyaşı bezinin çalıştırılması için gerekli emirler, yedinci kafa siniri vasıtasıyla gönderilir. Bu bez, salgısını kanalcıklar yoluyla üst kapağın iç kısmına gönderir. Gözün konjunktivası içine yerleştirilmiş yardımcı gözyaşı bezleri, gözün normal gözyaşı salgısının üretiminde birlikte rol alırlar. Gözümüze zarar verebilecek kuru, sıcak, rüzgârlı havalarda ve benzeri durumlarda Rahmeti Sonsuz’un verdiği refleks fonksiyonuyla gözyaşı salgısı artırılabilir. Üç tabakalı gözyaşı sisteminin asıl bileşeni olan aköz tabakası yaklaşık 8 mikron kalınlıkta yaratılmıştır. Görme fonksiyonunu yerine getirebilmesi yaratılış kanunları gereği korneanın damarsız ve su bakımından fakir (dehitrate) bir yapıda olmasını gerektirir. Damarsız yapıdaki korneanın, glikoz ve ihtiyacı olan diğer besin maddeleri, gözyaşından ve göz içi sıvısından sağlanırken oksijen ihtiyacı da, gözyaşı vasıtasıyla atmosferdeki oksijenden difizyonla temin edilir. Bunun yanında, miktarları uygun bir şekilde ayarlanmış elementlerle (sodyum, potasyum ve klor iyonları) gözyaşının osmotik basıncı (302 miliosmol/litre) ayarlanır. Kornea’nın sudan arındırılmasında bu hassas osmotik basınç önemli rol oynar. Gözyaşının pH değerinin 6,5-7,6 aralığında kalmasına vesile olan maddeler (en önemlisi bikarbonat iyonu) aköz tabakasında uygun miktarlarda bulunmaktadır. pH değerinin bu hassas dengede tutulmasının bir hikmeti, kendi gözyaşımızın gözümüzü yakmaması ve ferah tutulmasını sağlamaktır. Mikroplara karşı gözü korumada vazifeli laktoferrin, lizozim gibi maddeler ve antikorlar (özellikle immunglobulin A) ile demir, bakır, magnezyum, kalsiyum, fosfat iyonları ve laktat, sitrat, askorbat ve aminoasitler gibi pek çok molekülü de rahmetin bir tecellisi olarak gözyaşı içine yerleştirilmiştir. Bütün bunlar gözyaşının basit bir sıvı olmadığının delilleridir.

    Gözyaşının en iç tabakası olan müsin, konjonktivadaki Goblet hücreleri, Henle kriptaları ve Manz bezlerinden salgılatılan sıvı ile yapılır. Müsin, epitel ile aköz tabaka arasında önemli bir bağlantı noktasıdır. Korneanın ön yüzünde yer alan epitel hücrelerinin üzerindeki villus denen çıkıntılar, müsin tabakasıyla doldurulur ve net görmede vazifelidirler. Müsin hidrofobik (suyu sevmeyen) bir yapıda olan korneanın endotel yüzeyinde ince bir film teşkil ederek aközün tabakasının tutunabilmesine yardım eder. Böylece gözyaşı korneanın ön yüzeyine tutunur ve her tarafa rahatlıkla yayılır. Müsin eksikliğinde aköz ve lipid tabakalarının kornea üzerinde durması zorlaşır ve gözyaşı eksikliğine bağlı rahatsızlıklar ortaya çıkar.
Gözyaşına yüklenen vazife

   
Gözün dış ortama açık yüzeyleri olan kornea ve konjonktiva, cildimizden farklı olarak keratinsiz bir yapıda yaratılmıştır. Korneanın görme fonksiyonu için gerekli olan bu keratinsiz yapısı saydam kalabilmesi için gözyaşıyla sürekli nemli tutulmaktadır. Gözyaşı içine Rezzâk-ı Kerim tarafından konulan besin maddeleri, damarsız bir yapıda olan korneanın hem beslenmesini, hem de içindeki koruyucu faktörler yardımıyla çeşitli mikroorganizmalardan korunmasını sağlar. Kornea bolizmanın atık ürünleri, korneanın yıpranmış epitel hücreleri ve göze kaçan yabancı cisimler, gözyaşıyla gözden uzaklaştırılır. Göz kapaklarının göze zarar vermeden açılıp kapanabilmesi de, gözyaşıyla sağlanan kayganlık sayesinde gerçekleştirilir. Ayrıca, gözyaşının göz yüzeyine tamamen yayılabilmesi ve ortamdan temizlenebilmesi için de, göz kapaklarının belli sayıda kırpılmasına ihtiyaç vardır. Böylece korneanın devamlı olarak temiz tutulması için ölü epitel hücreleri ve tozların süpürülmesini sağlamak üzere arabaların cam sileceklerine ilhâm kaynağı olabilecek şekilde göz kapakları hareket ettirilir. Nasıl fabrikanın işleyen çarklarından birinin durması bütün fabrikanın çalışmasını aksatırsa, gözyaşını oluşturan ve görevini yapmasına yardımcı olan yapıların bir tanesindeki bozukluk da, gözyaşının vazifesini tam olarak yapmasına mâni olur. Darwin’in de mükemmelliği karşısında hayrete düşğü ve teorisinin bu hususta aciz kaldığını itiraf ettiği gözü, ilim ve iradesiyle yaratan Kudret’in gözyaşına koyduğu hikmetleri de yeni yeni anlamaktayız.

   En küçük bir teferruatın bile çok önemli oldu
ğu bir bedende ruhunu misafir eden insanoğlu, gözyaşının gerçek fonksiyonundan haberdâr mıdır? Buraya kadar bazı hususiyetlerini saydığımız gözyaşının her an gözümüzü ıslak tutan kısmı yanında, bir böcek veya toz kaçtığında gözümüzü yıkayacak kadar artan çeşidi ve çeşitli hislerle ağlandığında akıtılan gözyaşı arasında hem miktar, hem de terkip bakımından bazı farklar vardır. Bilhassa ağlamanın sebebine bağlı olarak (sevinç, üzüntü, stress, ilâhî aşk vs.) gözyaşının beden sağğı ile birlikte ruhumuzu dinlendiren, bedenin üzerindeki stres yükünü azaltan ve böylece kalb sağğımızı da koruyan bir yönü vardır. Her biri ayrı bir araştırma ve makale konusu olabilecek bu mevzular, psikiyatristler, nörologlar, ve biyo-kimyacıların ortak çalışmalarını beklemektedir.


VEDA

Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Ya
şlı gözlerime dalıver gitsin!

Yürü, gölgen seni u
ğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta,
Yolu tam dönerken arkana bak da,
şede bir lahza kalıver gitsin!

Ümidim yılların seline dü
ştü,
Saçının en titrek teline dü
ş
Kuru bir yaprak gibi eline düştü,  
İstersen rüzgâra salıver gitsin!                                     
                                      
                                             Necip Fazıl KISAKÜREK

Geçen Dakikalarım
Kimbilir nerdesiniz,                                          
Geçen dakikalarım
Kimbilir nerdesiniz?

Yıldızların,korkarım,
şğü yerdesiniz;
Geçen dakikalarım?

Acaba tütsü yaksam
Görünür mü yüzünüz?
Acaba tütsü yaksam?

Siz benim yüzümsünüz
E
ğilip suya baksam,
Görünür mü yüzünüz?

Gitti bütün güzeller;
Sararmı
ş biri kaldı,
Gitti bütün güzeller.

Gün geldi,saat çaldı,
Aranızda verin yer;
Sararmı
ş biri kaldı!

                                  Necip Fazıl KISAKÜREK

29 Mayıs 2011 Pazar

Fetih Marşı..

Değerli Taşlar ve Özellikleri...

OPAL    
                 
Kuvarsinin bir çeşididir ve kuvars gibi silis oksittir.
Halk arasında Gökkusa
ğı Taşı olarak da bilinen Opal, karışık bir geçmişe de sahiptir. Kimisi onu talihsizlik getiren bir tas olarak nitelerken, kimisi de güven duygusunu taze tutmak ve düşmanlara karsı güçlü olmak için üzerinde taşır. Ayrıca negatif duyguları yok ettiğine ve duygusal dengeleyici olduğuna da inanılır.
Görme duyularını güçlendirip, sezgi arttırıcı etkisi vardır. Üst ben’e ula
şmak için kullanılabilir.
Özellikle mücevheratta kullanılan Opal, insanin avuç içi ısıyla renk de
ğiştirme özelliğine de sahip yegane taslardan biridir.

 AKİK

Sicilya'da bulunan Achates Nehri'nden almıştır. En çok bulunan taşlardan birisi olmasına rağmen, renklerindeki ve halkalarının dağılımındaki çeşitliliğin sınırsızlığı nedeniyle her zaman en gözde taşlardan biri olmuştur. Bedensel ve zihinsel kuvvetlendirici bir tas olan Akik taşıyanı tehlikeden korur, uyumsuzluklarına son verir.
Akik ta
şının bunların yani sıra uykusuzluğa, korkaklığa, karabasana, nazara ve hatta metabolizmanın düzgün çalışmasına faydası olduğu da bilinen şeyler arasındadır.
Akik ta
şına kimileri de Ateş Tası ya da Gezgin Taşı derler.
Gerçeklerin farkına varılmasında yardımcıdır.



YAKUT

Güzelliği ve sertliği nedeniyle en değerli taslardan biri olarak kabul edilir.
Ona, Hindistan'da "De
ğerli Taşların Efendisi" adini yakıştırmışlardır. Amerika, Avrupa'da çıkarılmasına rağmen Hindistan ve Güneydoğu Asya Yakut’un anavatanıdır.
Elmas’tan sonra en sert de
ğerli taştır.
Kan dola
şımına pozitif canlandırıcı etkisi vardır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kişiyi sınırlamalarından kurtardığı gibi, kendinden fazla diğerlerini düşünmesine yol açar.
Cesaret, ruhsal geli
şme, liderlik, mutluluk duygularını arttırır. .
ZÜMRÜT 
                            

   



Dünyanın en kıymetli taşlarından biri olan Zümrütler mitlerin ve efsanelerin tasidir.
Geçmi
şte şeytanin Cennet'den kovulurken alnından düsen tasın ve Kutsal Kadeh'deki taşın da Zümrüt olduğu söylenir.
Renginin ye
şil olması nedeniyle bu taşın yağmur yağdırdığına inanılırdı.
Ba
ğışıklık sistemi,sinir sistemi, kalp, ciğer ve böbreği kuvvetlendirdiği bilinir. Beden-ruh-zihin için tonik vazifesi görür ve kuvvetli bir duygusal dengeleyicidir.
Bolluk, sevgi, iyilik, sakinlik, denge ve sabır unsurlarını içerir. Zümrüt’e kimi yerlerde "Ko
şulsuz Ask Taşı" da denmektedir. Sevgililerin birbirlerine verebilecekleri en iyi armağan olarak görülür.
Bazı
İslam ülkelerinde Zümrüt’ün var olan koruyucu tılsım gücünü bazı ayetler okunarak daha da güçlendirildiğine de rastlanmıştır.

17 Mayıs 2011 Salı

Mona Roza...

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
 


                                                               Sezai KARAKOÇ