15 Mayıs 2011 Pazar

İstanbul'un Fethi İle İlgili Hikayeler...

Altın Anahtar

--Fatih, Hocası Akşemseddin ve Molla GÜRANİ, İstanbul kapısından içeri girerken, Bizans'ın ileri gelen Patrikleri “Şehrin Altın Anahtarını” vermek için heyecanla beklemekteler ve aralarında konuşurken; “Fatih şu 22 yaşındaki delikanlı mı, yoksa şu ak sakallı ihtiyar mı? ” diyerek birbirine sorarlar; “Olsa olsa şu ak sakallı ihtiyardır, çünkü delikanlıların karı değildir.” derler ve anahtarı Akşemseddin'e sunarlar. Akşemseddin, gözünün ucu ile Fatih'i göstererek; “Fatih ben değilim, Fatih O'dur” der ve Patrikler Altın Anahtarı Fatih Sultan Muhammed Han'a sunarlar. Fatih Sultan Mehmet o anda yeryüzünün en ağır kumandanı; “Asıl Fatih ben değil, Manevi Fatih Hocam Akşemseddin'dir, Anahtarları ona verin...” dedi. Ve Anahtarlar Akşemseddin'e teslim edildi.
İkindi Namazı

--
Fatih, “Kevser Süresi”nin gereğini yerine getirerek, Fetihten hemen sonra İkindi Namazını kılarak Secde’ye vardı. Ayasofya Kilisesi’ni Cami’ye çevirerek İlk İkindi Namazında kendisi İmam oldu. Namaz’a durunca “Tekbir” aldı, “Allahu Ekber” dedi ve el bağladı. Tekrar “Tekbir” aldı, el bağladı. Üçüncü defa “Tekbir” aldı ve el bağladı, ondan sonra Namaz’ı kıldırdı. Askerler şaşırmışlardı.. Alışılmışın dışında “Üç Tekbirle” Namaz’a başlanmıştı. Namaz’dan sonra Fatih’e sordular; “Sultanım niçin Üç Tekbir aldınız? ” Fatih: “İlk Tekbir’den önce niyet ettim; Allahım Kabe’yi bana göster dedim, olmadı. Tekrar Tekbir aldım, yine Kabe’yi göremedim. Üçüncü Tekbir’de; Allahım, İstanbul’un güzelliğini gözümün önüne perde yapıp Kabe’yi bana unutturma! .. Arada mekan ve mesafeyi kaldır, Kabetullah’ı bana göster Allahım, dedim ve Üçüncü Tekbir’i aldım. Kabe karşıma geldi ve ondan sonra Namaz’ı kıldırdım.” Dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder